27 Ocak 2011 Perşembe 0 yorum

Eleştiri Üzerine Eleştiri

Hindistan’da çok ünlü bir ressam varmış…
Resimleri çok beğenilir ve ona “Renklerin Ustası” anlamına gelen Ranga Guru derlermiş.

Bir gün öğrencisi Racigi, eğitiminin son aşaması sayılan resmi tamamlayıp Ranga Guru’ya götürmüş ve ondan resmini değerlendirmesini istemiş…
Ranga Guru:
-“Sen artık ressam sayılırsın Racagi,  imtihanı kazandın. Ama artık senin resmini halk değerlendirsin” diyerek resmi, şehrin meydanına koymasını ve yanına da bir kırmızı kalem ile birlikte “Beğenmediğiniz yere kırmızı kalemle çarpı atınız“ yazan bir yazmasını istemiş. Racigi denileni yapmış ve ertesi gün sonra resme bakmaya gittiğinde bir de ne görsün: Resim kırmızı çarpılardan görünmüyor!
Çok üzülmüş Tabii. Resmi getirip Ranga Guru’ya göstermiş. Ranga Guru, öğrencisini teselli ettikten sonra yeni bir resim yapmasını söylemiş. Ranga Guru, Racigi’nin yeni resmi gene şehir meydanına koymasını ama yanına bir yağlı boya paleti ve birkaç fırça ile birlikte “Beğenmediğiniz yeri lütfen düzeltiniz“ yazan bir not bırakmasını söylemiş.
Racigi denileni yapmış… Ertesi gün meydana gittiği zaman görmüş ki resmine hiç dokunulmamış, fırçalar da boyalar da hiç kullanılmamış…
Sevinerek Ranga Guru’ya gitmiş ve durumu anlatmış. Ranga Guru:
Sevgili Racigi, sen ilk önce insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız davranabildiklerini gördün; hayatında resim dahi yapmamış insanlar gelip resmini karaladı. İkincisinde hatalarını düzeltmelerini istedin, hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye kalkmadı, buna cesaret edemedi.
Sevgili Racigi, mesleğinde usta olman yetmez, bilge de olmalısın.
Emeğinin karşılığını, onun değerini bilmeyen insanlardan alamazsın.
Sakın emeğini kadirbilmezlere sunma ve asla bilmeyenlerle tartışma.
Bu olay zamanın Hindistan'ında ressam ve bilge olan bir zatın öğütleridir. Bunu bu zamanda değerlendirmek zamanımızın dertlerini ortaya koymada bir ilaç gibi gelecek bir benzetme olacaktır. İnsanlar siyaset bilmez ama ellerine bir kırmızı kalem alınca acımadan herkesi eleştirir. Karalamadıkları yer kalmaz. Ama ellerine düzeltme imkânı verince en aciz insandan daha aciz kalırlar. Lafa gelince bitmez tükenmez bir derinlikte bilgeliğe sahibidirler. Ama sahaya inince topa dokunmaktan aciz bir futbolcu olurlar.
Hemen hemen her konuda ahkam kesme yetkisini kendimizde bulsakta aslında eleştiri ne demek bilmiyoruz. Eleştiri iyi ve kötüyü elemektir. Karşılıklı oturup bir nesnenin, düşüncenin, yapılan işin doğru ve yanlış yönlerinin masaya yatırılmasıdır. Eleştiri deyince hep olumsuz algı oluşuyor insan beyninde.    
 İşi ehline bırakacaksın der bizim inancımız. Şuncu, buncu değil, ehline bırakacaksın. Biz yıkıcı değil, yapıcı olmak istiyoruz. İşini ehil yapanı takdir etmek, yapamayanın yerine yapabilmek istiyoruz. İşte böyle yapacaksın diye gösterebilmek ehil olmayana en iyi cevaptır. O da anlayabilmeli evet yapamıyorum demeli. Hata bulmak kolay ama hata düzeltmek çok zordur. Biz buna talibiz. Biz hizmete talibiz. Biz hizmette tüm dünyaya talibiz. Amacımız sadece hizmet. Gücümüzü de himmetten alıyoruz. ”Hizmet nimettir. ” anlayışı içinde biz hizmeti bir gerek olarak görmekteyiz. Bu gereklilik bize dünyada değil ahirette nimet olarak dönecek. Hizmet ettikçe kalbimiz ve ruhumuz rahat ve mutlu olmaktayız. 
 
; Sayfa Başına Dön