16 Nisan 2014 Çarşamba

Sokak

Gözyaşlarım, soğuk rüzgârlarının estiği bu gecede akmaya başladı durduk yere. Söz vermiştim kendime daha fazla ıslanmayacak diye yanaklarım. Ah, bir tutabilsem şu sözlerimi… Tutmayı istediğim bir şey daha var o da ellerin.

Sokak lambası, odamın zifiri karanlığını aydınlatıyor. Radyoda ise yavaş bir parça çalıyor. Ama ruhumu aydınlatacak ne ışık var ne de ses. Nefesimin sesini duymasam, göğsümün tembel hareketlerini hissetmesem, hayrete düşerim ‘yaşanmışlık’ var mı diye.

Bu geceye, bir yâr eli gerekli bir de bir yârenlik… Ama herkes biraz fazlalık gibi geliyor bana. Ya da ben fazla oluyorum artık herkese. Uzaklaşmışım gibi herkesten, kafa dinliyorum galiba. Belki de ölüyorumdur bilmiyorum, haberim yok ki kendimden. Burnum sızlıyor biraz. Havanın soğukluğundan mı ki? Mevsimlerden kış gerçi ve ben üşüyorum sesin yokluğunda. Bana sen lazımsın, sımsıkı sarılmalısın, ısıtmalısın bu bedenimi, bu ruhumu.

Hüzün ile yutkunuyorum ve sanki birazda gülümsüyorum nedeni bilmeden. Battaniyeye sarmalıyorum kendimi. Anne karnındaki bir cenin gibi küçülmeye çalışıyorum ayaklarımı karnıma çekerek. Ama daha fazla küçülemiyorum. Dünyaya gözlerini yeni açmış bir bebeğin annesini aradığı gibi kollarını arıyorum köşe bucak, umutsuzca ve bulamıyorum. Şarkının notaları yükseliyor biraz ve nakaratta ‘sevildiğimizi’ söylüyor, hem de her birimizin. Biraz daha ağlıyorum. Hiçbir şey yapmak gelmiyor içimden.

Neşelenmek öyle uzak ki bana gülümseme yakınımda olsa ne kalkıp alacak ne de elimi uzatacak mecalim kalmış. Daha fazla konuşmak istemiyorum, derler ya kelimeler kifayetsiz kalmış diye. Ve bakışlarım bomboş artık, gözlerim ise fersiz… Sokaktan bir korna sesi geliyor ve far ışığı karanlığa alışmış gözlerimi kamaştırıyor. Sonra kaybolup gidiyor gözlerden uzaklara. Kaybolan gülüşlerim gibi, sahte olamayan gülüşlerim gibi... Ve birazda öfkeliyim, olup biten her şeye karşı. Kim bilir belki de sadece kendime öfkeliyimdir. Yanıp kül olacak gibiyim bu öfke ile. Bilmiyorum daha ne kadar dayanabilirim bu acıya. İşkence mi çekiyorum yoksa ölüyor muyum?

Radyodaki şarkı çoktan bitmiş ve bir cızırtı kalmış geride. Sanki düşüncelerim aklımın her bir köşesine yayılmış. Toplamayı başaramamışım bir araya. Ne olduğunu ne ben bilmiyorum ne de başkası bilebilir. Sanırım bu gece gerçekten ölüyorum…

0 yorum :

Yorum Gönder

 
; Sayfa Başına Dön