Gözyaşlarım, soğuk rüzgârlarının
estiği bu gecede akmaya başladı durduk yere. Söz vermiştim kendime daha fazla
ıslanmayacak diye yanaklarım. Ah, bir tutabilsem şu sözlerimi… Tutmayı
istediğim bir şey daha var o da ellerin.
Sokak lambası, odamın zifiri karanlığını aydınlatıyor. Radyoda ise yavaş bir
parça çalıyor. Ama ruhumu aydınlatacak ne ışık var ne de ses. Nefesimin sesini
duymasam, göğsümün tembel hareketlerini hissetmesem, hayrete düşerim
‘yaşanmışlık’ var mı diye.
Bu geceye, bir yâr eli gerekli bir de bir yârenlik… Ama herkes biraz fazlalık
gibi geliyor bana. Ya da ben fazla oluyorum artık herkese. Uzaklaşmışım gibi
herkesten, kafa dinliyorum galiba. Belki de ölüyorumdur bilmiyorum, haberim yok
ki kendimden. Burnum sızlıyor biraz. Havanın soğukluğundan mı ki? Mevsimlerden
kış gerçi ve ben üşüyorum sesin yokluğunda. Bana sen lazımsın, sımsıkı sarılmalısın,
ısıtmalısın bu bedenimi, bu ruhumu.
Hüzün ile yutkunuyorum ve sanki birazda gülümsüyorum nedeni bilmeden.
Battaniyeye sarmalıyorum kendimi. Anne karnındaki bir cenin gibi küçülmeye
çalışıyorum ayaklarımı karnıma çekerek. Ama daha fazla küçülemiyorum. Dünyaya
gözlerini yeni açmış bir bebeğin annesini aradığı gibi kollarını arıyorum köşe
bucak, umutsuzca ve bulamıyorum. Şarkının notaları yükseliyor biraz ve
nakaratta ‘sevildiğimizi’ söylüyor, hem de her birimizin. Biraz daha ağlıyorum.
Hiçbir şey yapmak gelmiyor içimden.
Neşelenmek öyle uzak ki bana gülümseme yakınımda olsa ne kalkıp alacak ne de
elimi uzatacak mecalim kalmış. Daha fazla konuşmak istemiyorum, derler ya
kelimeler kifayetsiz kalmış diye. Ve bakışlarım bomboş artık, gözlerim ise fersiz…
Sokaktan bir korna sesi geliyor ve far ışığı karanlığa alışmış gözlerimi
kamaştırıyor. Sonra kaybolup gidiyor gözlerden uzaklara. Kaybolan gülüşlerim gibi,
sahte olamayan gülüşlerim gibi... Ve birazda öfkeliyim, olup biten her şeye
karşı. Kim bilir belki de sadece kendime öfkeliyimdir. Yanıp kül olacak gibiyim
bu öfke ile. Bilmiyorum daha ne kadar dayanabilirim bu acıya. İşkence mi
çekiyorum yoksa ölüyor muyum?
Radyodaki şarkı çoktan bitmiş ve bir cızırtı kalmış geride. Sanki düşüncelerim aklımın
her bir köşesine yayılmış. Toplamayı başaramamışım bir araya. Ne olduğunu ne
ben bilmiyorum ne de başkası bilebilir. Sanırım bu gece gerçekten ölüyorum…
0 yorum :
Yorum Gönder