6 Nisan 2015 Pazartesi
girdabın ortasında
toz bulutlarının içindeyim
iliklerime kadar
gökyüzü karar verememişken kendi rengine
rengimi boyamışım
siyahın en karasına
sürüncemede kalmış bir yanım
sarsıyor bedenimi
sarsıyor ufkumun derinliklerini
suskun
ama sessiz olamayan ruhumun
musalla taşına meyletmiş dillerini
ücra bir köşede bekliyor azrailim
çıkmaz sokakların kuytuluklarında
suların genleştiği
kutup noktasının soğukluğunda
belki güneşin gölgesinde:
belki de manyetizmasını şaşıran
bir pusulanın kadranında
kaderimin çizgisinden kaçarken
yarınlarım yüzlerce metre yüksekte,
ipte salınan bir cambaz oluyorum bazen
ve kederimin orta yerinde buluyorum kendimi
yağmurlarla kucaklaşırken
avuçlarım
bedenimin ilikleri çözülüyor
bir sonbahar sabahında
düğmelerim kopuyor
rüzgarların şiddetinde savruluyorum
asırlık bir çınarın koynuna
bir çizik de ben atıyorum gövdesine
ve kusuyor gözlerim kinini
bu mu lan hayat 
çocukların öldüğü dünya mı güzel!


0 yorum :

Yorum Gönder

 
; Sayfa Başına Dön