Öyle durup dururken gitti ki ardından
yağan yağmur sadece beni değil
tüm şehri talan etti.
kalbim taşralı oysa benim.
anlamıyor;
“öyle bir gitmelerden…”
bir gün evlenirsek evimizde ev telefonu olsun, demiştim.
olsun, demişti.
arada bir bilmediğimiz numaraları arayıp
alo dedikten sonra kapatma oyununu oynar mıyız? demiştim.
oynarız, demişti.
bunları daha dün konuşmuştuk.
yada bana mı öyle geliyor?
şimdi ben karanlık bir yolun başındayım.
biri ışıkları söndürdü.
ne yapacağım? dedim
ya kalbim taşralı benim!
anlamıyor bu işlerden.
göğüs kafesimi rahatsız ediyor
kalbimin her saniye atıyor olması.
yoksa!
içeride kelebekler mi ölüyor?
kim üzülmeli onlar için?
bileklerim çok soğuk…
parmak uçlarım sırtına bir şey yazmak istiyor
bu soğukluk ile
sen “öyle bir giderken.”
çünkü sırtın giderken daha bir okunaklı oluyor.
izin ver parmak uçlarım sırtına bir kaç çizik atsın.
0 yorum :
Yorum Gönder