girdabın ortasında
toz bulutlarının içindeyim iliklerime kadar
gökyüzü karar verememişken kendi rengine
rengimi boyamışım siyahın en karasına
toz bulutlarının içindeyim iliklerime kadar
gökyüzü karar verememişken kendi rengine
rengimi boyamışım siyahın en karasına
sürüncemede kalmış bir yanım sarsıyor bedenimi
sarsıyor ufkumun derinliklerini
suskun ama sessiz olamayan ruhumun
musalla taşına meyletmiş dillerini
sarsıyor ufkumun derinliklerini
suskun ama sessiz olamayan ruhumun
musalla taşına meyletmiş dillerini
ücra bir köşede bekliyor azrailim
çıkmaz sokakların kuytuluklarında
suların genleştiği kutup noktasının soğukluğunda
belki güneşin gölgesinde:
belki de manyetizmasını şaşıran bir pusulanın kadranında
çıkmaz sokakların kuytuluklarında
suların genleştiği kutup noktasının soğukluğunda
belki güneşin gölgesinde:
belki de manyetizmasını şaşıran bir pusulanın kadranında
kaderimin çizgisinden kaçarken yarınlarım
yüzlerce metre yüksekte,
ipte salınan bir cambaz oluyorum bazen
ve kederimin orta yerinde buluyorum kendimi
yüzlerce metre yüksekte,
ipte salınan bir cambaz oluyorum bazen
ve kederimin orta yerinde buluyorum kendimi
yağmurlarla kucaklaşırken avuçlarım
bedenimin ilikleri çözülüyor bir sonbahar sabahında
düğmelerim kopuyor rüzgarların şiddetinde
savruluyorum asırlık bir çınarın koynuna
bir çizik de ben atıyorum gövdesine
ve kusuyor gözlerim kinini
bu mu lan hayat
çocukların öldüğü dünya mı güzel!!
0 yorum :
Yorum Gönder