bir kovalamacadır alırdı bizi
koşardık hep o mısır tarlasında
ve sarılara bulanırdık.
ciğerlerimize çekerdik güneşi
toprak kokardı nefesimiz
gövdemiz mısırları geçmezdi de
hayıflanırdık.
gün doğardı,
biz erkenden uyanır
bulutları dokurduk gökyüzüne.
gece çökerdi,
sulardık tarlayı
aletlerimiz elimizde.
ki özgürlük deseler
buydu, aklımıza gelen de.
balkondan seslenirdi annem:
“akşam olmadan eve gel!..”
küçüktüm, eve hep geç kaldım.
büyüdüm, hayata…
küçüktüm, akşam oldu, eve gidemedim.
büyüdüm, akşam oldum, yoktu annem
ne evde, ne sokakta…
hazin bir rüzgar, ıslık çalıyor şimdi
eski mısır tarlasında…
oysa yalnız selam verecektim
masum günlerimize
ve yıldızlı akşamlara.
mısır tarlası
güzelim mısır tarlası
ufuk çizgisinde, yeşilin ve siyahın
uzanır, parmaklarımızla tutardık ay’ı
ne geceyi aydınlatan var şimdi
ne kırışan yüzlerimizin altında yatanbu kasvetli karanlığı…
0 yorum :
Yorum Gönder