Bir kalp ağrısıyla uyandım sabah.Fiziki değil ruhaniydi;Ruhani İran devlet başkanı değil miydi ?
Yine süslü cümleler kuramadım hikayeye başlarken.Jean Jacques Rousseau romantizm akımına almadı beni.Elde Tesla’nın alternatif akımı kalmıştı o da evde yoktu,Edison’la idare etmeye karar verdim.
Gittim bir çay demledim açtım bilgisayarımı,çağımızın bin bir çeşit sosyal medya mecralarından birine giriş yaptım gezinmeye başladım.Kızın biri bol dövmeli bir kız bacağı paylaşmıştı,lezbiyen olabileceğini düşündüm.Hemen anonimden yazdım ”lezo musun?” -”Hayır ben güzele güzel derim sadece”dedi.Bu klişe cevaptan sonra acıktığımı fark ettim hemen bir tost yaptım.Ve tıpkı Behzat Ç. gibi hissiz bir şekilde yedim.
Geleceği belirsiz bir adamdım,katil de olabilirdim zenginde.Biraz bunun üzerine düşündüm ve gerçeğin soğuk ellerini sırtımda hissettim tıpkı eşek şakası yapmaya çalışan salak bir arkadaşın soğuk ellerini,sırta değdirmesi gibiydi.Haftanın 6 günü köpek gibi çalışıp asgari ücretin biraz üstünde kazanabileceğim bir işimin olması yüksek ihtimaldi.Ya da bir memur olabilirdim yoksulluk sınırının altında maaş alır ömrümün sonuna dek takım elbiselerimi sabit tutup sadece gömleğimi değiştiren ezik değil lakin silik biri olabilirim diye düşündüm.Sonra bu saçma gelecek planlarımı çöpe atıp daha mantıklı olan katillik üstüne yoğunlaşacak iken tostumun bittiğinin farkına vardım.-Bazen çok farkında olurum.-Sigara içmek için çay doldurdum su bardağıma.
Sigaram bitti ‘azıcık gazete okuyayım’ dedim ve tekrar açtım bilgisayarımı.Okuyacağım gazete için ağaç kesilmeyeceğinin verdiği huzurla malum sitelerden birini açtım.Ülkede neler olup bittiğine bakacaktım başlangıçta ama güzel hatunların fotoğrafına bakarken buldum kendimi.Ülkede ne olup bittiğinin hatunun memesinden daha önemsiz olduğuna karar vermiştim.-bazen çok isabetli kararlar verirdim.-
Hatunun fotoğraflarına dikkatli ve şehvetli bakınca yüzünün eskimesine yol açtım ve bu durum sayfayı kapatmama neden oldu.Yabancı dizi izlemeye karar verdim. "Orada ki kusursuz karakterlerden birini gıptayla izleyip,cinayet çözümleri hakkında yararlı bilgiler alacağım" dedim kendi kendime.Hoş,yalnız biri olmasaydım başkalarına da derdim bunu ama hayat çoğu zaman beni en yalnız zamanımdan yakalıyor.Bir kız arkadaşım olsaydı elbette dışarı çıkıp gezebilirdik. Bir kafeye oturup ederinin,3(üç) katından daha fazla para verip mocha içebilirdik veya sote bir yer bulup başkalarının bizi görebileceğinin verdiği adrenalinle öpüşebilirdik.Aslında çok normal biriyimdir başkaları varken.Tüm deliliğim yalnızlığımdan.
Uyumaya karar verdim sanki gece 3’de yatıp az önce uyanan ben değilmişim gibi.Bilimsel bir yönü var mıdır bilmem ama fazla uyku,uyku getirir derdi ailemden büyük bir zat.Evet bir ailem vardı benimde.Beni anlamadıklarını düşündüğüm gençliğimde.Gözlerimden bir damla yaş süzüldü,onları kaybettiğimi hatırladım.Onlarla birlikte karşılıksız sevginin ne demek olduğunu gömdüm toprağa,beni olduğum gibi seven son kişilerde artık benim şimdi nasıl olduğumu bilmiyorlardı.
Ve işte o an çıktı ağzımdan "Delilik yalnızlığın karısıdır" lafı,televizyondaki adama.
0 yorum :
Yorum Gönder